Ata Tohumu Buğday Çalıştayı Sonuç Bildirisi Yayınlandı
“2023 Hedefleri Doğrultusunda Tarım Sektörü” ana teması ile 23-24 Eylül 2021 tarihlerinde online ve yüz yüze formatta Hilton Garden Inn - Mardin’de düzenlenecek olan KAYES-IV Kongresine hazırlık amacıyla tasarlanan ilk çalıştay olan Ata Tohumu Buğday Çalıştayı 13 Haziran 2021 tarihinde online formatta gerçekleşti.
Moderatörlüğünü ASEAD Yönetim Kurulu Başkanı Prof. Dr. İbrahim ÖRNEK’in yaptığı çalıştayda, Kars kavılca buğdayını temsilen İlhan KOÇULU Bey, Mardin Sorgül buğdayını temsilen Ebru BAYBARA DEMİR Hanım, Siyez buğdayını temsilen Doç. Dr. Güran ÜNAL ve Develi Gacer buğdayını temsilen Doğan ÖZDEMİR Bey yer aldı.
4. kuşak peynir ustası olarak Kars’ta ikamet etmekte olan İlhan KOÇULU, çocukken kavılca buğdayından bulgur, ekmek ve erişte üretildiğini, ancak yıllar geçtikçe hazır ürünlerin ve farklı buğday çeşitlerinin piyasayı domine etmeye başladığını, bu sebeple, kavılca gibi diğer ata tohumu buğday çeşitlerinin yok olmaya yüz tuttuğunu, 2000’li yılların başında kavılca buğdayını köylerde aramaya başladığını ancak köylülerin ellerinde tohum olduğunu söylemeye bile utandıklarını, birkaç köylüyü ikna ederek 300 kg kadar kavılca buğdayı topladıklarını; toplanan buğdayı çoğaltarak ekimini bölgede yaygınlaştırdıklarını ve rekoltenin bu sıralar 3000 ton civarında olduğunu söyledi. Üretim miktarının artmış olmasına rağmen işleme ve pazara ulaştırmada sorun yaşadıklarını belirten KOÇULU, ata tohumu buğdayların iklim değişikliği ve dönemsel kuraklığın yaşandığı bu günlerde, gıda krizine karşı en büyük güvencelerden biri olacağını söyledi. Eskiden kavılca buğdayı için Çiftçi Kayıt Sisteminden doğrudan destek verilmediğini ancak hayvan yemi kategorisi altında destek bulabildiklerini; kavılca buğdayının öksüz iken, sonradan, üvey evlat muamelesi gördüğünü belirten KOÇULU, Tarım Bakanlığının günümüz politikaları sayesinde ata tohumu buğdayların Bakanlık seviyesinde destek bulduğunu, Anadolu iklimine uygun bu tohumların sahiplenilmesinin ülkemiz menfaatlerine olduğunu söyledi. Kavılca buğdayının tescilini yaptırdığını ancak sertifikasyonu konusunda devletin henüz karar vermediğini belirten KOÇULU, sertifikasyon ve çiftçiye dağıtımın devlet eli veya çiftçi birlikleri eliyle yapılmasının çiftçinin maliyetini düşüreceğini ve bu sayede tohumculuk sektöründeki şirket hakimiyetinin önüne geçebileceğini söyledi. KOÇULU, kavılca buğdayını üreten 27 köydeki ürün ve çıktı miktarları üzerinden yapılan analizde, konvansiyonel buğday çeşitlerinin kârlılıkları ile karşılaştırıldığında, kavılca buğdayı üretiminin daha kârlı olduğunu tespit ettiklerini belirtti.
Develi’nin Ebçe Köyünden çalıştaya katılan Gacer buğdayı üreticisi Doğan ÖZDEMİR, yıllık 150 ton civarı gacer buğdayı ürettiğini, ancak Tarım Bakanlığının destek vermemesinden dolayı üretimi civar köylerde artıramadığını söyledi. Eski insanların bu buğdaylar ile beslendiklerini, şimdikilerin ise farklı beslenmelerinden dolayı hastalıklarının artığını, fiziksel özelliklerinde gerilemeler olduğunu belirten ÖZDEMİR, destekler ile bu ve diğer ata tohumu buğdayların üretiminin artırılmasının önemine dikkat çekti.
2017 ve 2018 yıllarında Dünyanın En İyi 10 Mutfak Şeflerinden biri seçilen ve Mardin’den çalıştaya katılan Ebru BAYBARA DEMİR Hanım, ailesine sağlıklı ürünler temin maksadı ile bu işe başladığını, Sorgül buğdayını sadece Mardin ve bölgesinde ürettiklerini, bu sene 5. hasadı 4300 dönüm arazi üzerinde gerçekleştirdiklerini, ilaveten, sosyal gastronomi, yani tarladan tabağa kadar tüm süreçler ile ilgilendiğini belirtti. Çok az su veya hiç sulama istememesi ile kuraklık stresini aşan bir buğday türü olan Sorgül buğdayının, başka şehirlerde ekiminin denenmiş olmasına rağmen, Mardin’deki kadar verimli olamadığını ifade eden BAYBARA DEMİR, Mardin’de 1’e 10 aldıklarını, bunun, bu sene, dönümüne ortalama 280 kg olarak yansıdığını, aslında yaptıkları maliyet analizlerinde, ekimden hasada kadar 2 veya kuraklık seviyesine bağlı olarak 3 sulama, 3. ekim ile gübre ve zirai ot ilacı ihtiyacının minimuma inmesi sebebiyle, konvansiyonel buğday üretimi ile Sorgül buğdayı üretiminde çiftçiye kalanın aynı olduğunu belirtti.
BAYBARA DEMİR, 15,4 gr bitkisel protein içeren ve glüten miktarı raporlanabilir rakamların altında olduğu için glütensiz olarak raporlanabilen bir buğday türü olan Sorgül buğdayının dünyada bir benzeri olmayan durum buğdayı olduğunu söyledi.
BAYBARA DEMİR, Sorgül buğdayı üretimine ilaveten, Diyarbakır semt pazarlarındaki sebze meyve atıklarını toplayıp, günlük olarak kompostladıklarını ve hedeflerinin Diyarbakır’daki 45 bin çiftçiye gübre dağıtımını sağlayabilmek olduğunu belirtti.
Yerel tohumların 5 dönümün üzerindeki bir alanda üretiminin ve belli bir miktarın üzerinde şehirlerarası nakliyesinin kanunen yasak olduğunu belirten BAYBARA DEMİR, mevcut siyasi yönetimin ata tohumundan elde edilen ürünlerin artırılmasına yönelik ilgisinden dolayı, kamu kurumlarının kanunu uygulamada esnek davrandığını, ancak bu konuların siyasilerin inisiyatiflerine bırakılmasından ziyade kanunen düzenlenmesi gerektiğini söyledi.
Kastamonu’nun Seydiler ilçesinden çalıştaya katılan ve Ankara Üniversitesi Ziraat Fakültesi Tarımsal Mekanizasyon programından doktorası bulunan Doç. Dr. Güran ÜNAL, dedesinin değirmenci olması vesilesi ile siyez buğdayını bildiklerini, siyez bulguru ile büyüdüklerini, 2006 yılından itibaren yaptığı akademik çalışmalar ile siyez buğdayını bilimsel anlamda okumaya başladığını, 2008 yılında siyez buğdayını işlemek için aile şirketi olarak bir tesis kurduklarını, 2009 yılında, Geleneksel Gıdalar Sempozyumunda yaptığı sunumda katılımcıların siyezi bilmediğini farkettiğini, 2012 yılından itibaren siyez buğdayının ununu ve unlu mamüllerini üretmeye başladıklarını, İstiklal Yolu Siyez Ürünleri markası ile pazarladıklarını, kendi arazilerine ilaveten sözleşmeli çiftçiler ile de üretimi yaptıklarını belirtti.
Çalıştay sonunda, katılımcılar tarafından aşağıdaki maddeler Çalıştay Sonuçları olarak kabul edildi ve kamuoyu ile paylaşılması uygun görüldü.
ATA TOHUMU BUĞDAYI ÇALIŞTAYI
ÇALIŞTAY SONUÇLARI
13.06.2021
KATILIMCILAR
1. İlhan KOÇULU – Kavılca buğdayı üreticisi – Boğatepe Köyü / KARS
2. Doğan ÖZDEMİR – Gacer buğdayı üreticisi – Epçe Köyü – Develi / KAYSERİ
3. Ebru BAYBARA DEMİR – Sorgül buğdayı üreticisi – MARDİN
4. Doç. Dr. Güran ÜNAL – Siyez buğdayı üreticisi – Seydiler / KASTAMONU
ÇALIŞTAY SONUÇLARI
1. Coğrafyaya göre ürün politikaları belirlenmelidir. Ata tohumun yeri üretildiği yerdir.
2. Ekim alanlarının pazar ihtiyaçları doğrultusunda geliştirilmesi sağlanmalıdır.
3. Aile işletmeleri ve küçük çiftçilerin korunmasına yönelik politikalar geliştirilmelidir.
4. Ata tohumu buğday üretim maliyeti, konvensiyonel buğdaya göre, daha düşük olduğu için ata tohumlarının çiftçilere tanıtılmasına dair faaliyetler artırılmalıdır.
5. Tarım ve Orman Bakanlığı, ata tohumu buğday üretimine yönelik destek primi vermelidir.
6. Ata tohumu buğday üreticileri arasında bir birlik oluşturulmalıdır.
7. Çiftçi Kayıt Sisteminden ata tohumu buğday üretimine destek verilmesi sağlanmalıdır.
8. Ata tohumu buğday konusunda çiftçinin ve tüketicinin duyarlılığının ve sahiplenmesinin artması sağlanmalıdır.
9. Ata tohumunun dağıtımı kamu ya da birlikler aracılığı ile sağlanmalıdır.
10. Ata tohumlarının değişmesine sebep olan ıslah (hibritleme) çalışmalarına son verilmelidir.
11. Ata tohumu buğday üretiminde seleksiyon ile kalitenin artması sağlanmalıdır.
12. Ata tohumu buğdayı işleme ve pazara ulaştırma konuları detaylı olarak ele alınmalıdır.
13. Ata tohumu buğday ürünlerinin sofralara ulaştırılması desteklenmelidir.
14. Kooperatiflerin ata tohumu buğday üretiminde etkinliğinin artması sağlanmalıdır.
15. Ata tohumu buğday üretiminde mevcut mevzuatın aşılması için lobi faaliyeti artırılmalıdır.
16. Ata tohumu buğday ürünlerinin etiketlenmesi mevzuatı konusunda çalışma yapılmalıdır.
17. 2006 yılında çıkarılan 5553 Sayılı Tohumculuk Kanunundaki ata tohumu üretim ve ticaretini engelleyen maddeler değiştirilmelidir.
18. Ticaret Bakanlığının ata tohumu buğdayların taşınmasına dair mevcut mevzuatının iyileştirilmesi sağlanmalıdır.
19. Aile işletmeleri ve küçük işletmelerin kendi yetiştirdiği, geliştirdiği ata tohumu buğday çeşitlerinin kullanımında sertifikalı tohum zorunluluğu gözden geçirilmelidir.
20. Coğrafi işaretlemede iç denetimdeki eksiklikler giderilmelidir.
21. Ata tohumu buğday ürünlerinin sağlıklı olduğu daha fazla gündeme getirilmelidir.
22. Yerel Tohum Yaşatır ve Kazandırır.
Son güncelleme: 18 Temmuz 2021